“Çıkmak istersen bir gün gökyüzüne, kendine gökkuşağından merdiven yap” dedi uzaklardan bir ses…
Gözlerini kapadı ve hayalinde gökkuşağı canlandırdı kadın…
İnsan görmediği şeyi hayal edebilir miydi? Hayatı boyunca renkleri hiç görememiş birinin gökkuşağını hayal edemeyeceği gibi, her bakanında aynı şeyi görmesi mümkün müydü? Gördüklerimiz bilinç kapasitemiz kadar. “Söylediklerin, karşındakinin anladığı kadar” demiş Mevlânâ.. Aslında gördüğünde anladığın-hissettiğin kadar.
Peki, sen gökkuşağına baktığında ne görüyorsun?
Kadın: Renklerin birbiriyle dans ettiği bir ışık hüzmesi görüyorum.” Dedi ve ekledi “Aslında bu yalnızca renklerin değil, dört elementin dansı. Tıpkı bir bebeğin anneyle kavuşması gibi, dört elementin bir araya gelişi, elementlerin denge ve uyumla yansıması gibi.
Hava suyla, su toprakla, ateş hepsiyle…
Su önce havayla temas edip sonra toprakla kavuşur. Toprak suya ben en sevgiliye hasret…
Toprak suyla kavuşunca Rahmân kokar, sanki özüne kavuşmuş da özlemi sona ermiş gibi…
Güneş de toprak su ve havanın üzerine yansıtır ateşini ve böylece gökkuşağının renkleri bir araya gelmiş tamamlanmış olur…
Herşey ölçü ve nizamıyla mevcut şu âlemde. Yukarıda ne varsa aşağıda o var. Batînda olan zahire zuhur ediyor. Ölçüyü kaçırıp dengeni bozma ey insanoğlu…
Selda Bilgehan 🍃
Rahmân Sûresi
1. O Rahman,
2. O öğretti Kur’an’ı,
3. O yarattı insanı,
4. O belletti ona beyanı.
5. Güneş ve Ay. Hesaba bağlıdır herbirinin her şeyi.
6. Çimen/yıldız ve ağaç secde ediyorlar.
7. Ve gök. Yükseltti onu. Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı.
8. Azgınlık etmeyin ölçü ve tartıda, saptırmayın mizanı.
9. Ölçüyü titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı.
10. Ve yerküre. Koydu onu toprakta yaşayacak yaratıklar için…
